DİĞER
‘80'lerden beri yoksulluktan bahis açmak “fakirlik edebiyatı yapmak”; daha ince deyişle, aşırı toplumcu olup, “sanat için sanat”ın, edebiyatın zevklerinden ve inceliklerinden feragât etmek ya da zaten hiç anlamamak oldu...
Dostoyevski, inanç sorununu genel olarak birçok romanına taşır ama Karamazov Kardeşler'de bu soruna çok daha kapsamlı bir biçimde eğilir...
Hakiki insanların yaşadığı/ yaşattığı vahim (gerçek) olaylar varken; bunların ilmek ilmek dokunmuş fevkalade kitapları dururken- Niye daha azına razı olayım? Soru, tam da bu...
Adalete inancımızı kaybedemeyiz elbet, adalet mükemmel olamasa da. Adaletsizliğe karşı çıkarak adalete olan inancımızı yenilemek, edebiyatın belki de en önemli varlık nedenidir
Sokrates der: “Adalet bir toplumda herkesin üzerine düşeni yapmasıdır.” Edebiyatçı üzerine düşeni yaptıktan sonra adalet tecelli eder mi etmez mi onu ilgilendirmez. Tecelli sadece politikacıları ilgilendiriyor...
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık